İlk günden alıştığımız emektar aydınlık, Anne yüzünde, dost yüzünde, evlat yüzünde; Her sabah başlayan şeye doymadık, Düşümüz gerçeğimiz ne varsa yeryüzünde. Gökyüzü belledik şu ürperen maviliği, Başımız darda kalınca el açtığımız yer; Gökyüzüdür avutan akıllıyı deliyi, Gökyüzünde bulutlar uçurtmalar ümitler. Her mevsimiyle insanı ayrı ayrı saran, Bunca güzelliği nasıl koyup gideceğiz; Yaman çalacak o çalmayası saat yaman, Geçmiş ola bir kez yumuldu mu gözlerimiz